Müzikten, stand-up’a, mizahtan güncel konulara kültürün her alanına dokunan ve her anı eğlence dolu dakikalara sahne olan Zorlu PSM’nin sevilen programı “İbrahim Selim ile Bu Gece”nin konuğu Barbaroslar: Akdeniz’in Kılıcı dizisinde Hızır Reis karakterini canlandıran Ulaş Tuna Astepe oldu. Ulaş Tuna Astepe, batıl inançlarından eğitim serüvenine, çocukluk anılarından kariyerinde yaşadığı ilginç anılara kadar hayatına dair her şeyi tüm samimiyetiyle paylaştı.
“Yanlış anlaşılmaktansa hiç anlaşılmayayım daha iyi”
Ulaş Tuna Astepe, İbrahim Selim’in “Senin pek röportaj verdiğin rastladığımız bir şey değil. Sebebi nedir, hoşlanmaz mısın?” sorusuna “Seneler evvel ilk işe başladığım zamanlarda bir röportaj yapmıştım. Röportajlar da bilirsin bir önceki röportajlar okunarak gerçekleştirilir çoğunlukla. Benim de tabii böyle deprem, kayıplar gibi hikayelerim var hayatımda ve yine tekrar tekrar aynı sorular sorulmaya başlandı. Çok da güzel güneşli bir Pazartesi günüydü Beyoğlu’nda ve tatlı şeylerden bahsetmek istiyordum ama ‘Öyle mi? Deprem yaşamışsınız…’ gibi sorularıyla haber çıkarmaya çalışan ısrarcı bir muhabir ile karşı karşıya olduğumu anladım. Söyleşinin bir noktasında olayları anlatırken ‘Böyle anlatınca da Zeki Demirkubuz filmleri gibi oldu’ dedim. Tabii o sırada ses kayıt cihazı kayıt almaya devam ediyordu ve ertesi gün manşet: ‘Hayatım Zeki Demirkubuz’a İlham Olurdu!’ şeklindeydi. Yani böyle bir şey dememiştim ve bu başıma geldiği için artık yanlış anlaşılmaktansa hiç anlaşılmayayım daha iyi diye düşünerek röportajlardan kaçınıyorum.” yanıtını verdi.
“Babamdan kalan yadigar saat çalınınca epey aradım”
Ulaş Tuna Astepe, programın sevilen bölümü “Gözlerimin İçine Bak”ta İbrahim Selim tarafından peş peşe sorulan soruları içtenlikle cevapladı. Ulaş Tuna Astepe, “Uğur getirdiğine inandığın için yanından ayırmadığın bir eşyan var mı?” sorusunu soran İbrahim Selim’e “Bir saatim vardı babamdan kalma yadigar. Evimize hırsız girdi ve onu çaldı. Halen de arıyorum onu ve ben onu her işimde de takmıştım uğur getirsin diye. Bir sabah kız arkadaşımla birlikte uyandığımızda evdeki beyaz kilimimizin üzerinde iki siyah ayak izi gördük. Laptop’ı filan her şeyi almış ve o saati de almıştı. Yani o saati neden alırsın öyle çok bir maddi değeri de yoktu. Fakat o dönem diziyi izleyen, takip eden insanlar bir süre takmadığımı görünce ‘O saati neden takmıyorsun?’ gibi mesajlar atmaya başladı. Ben de pek cevap veren biri değilim normalde ama birine ‘Hırsız girdi evimize, takmayın kafanıza.’ şeklinde bir yanıt verdim. Bu büyük bir olaya döndü ve on gün içerisinde İstanbul’daki saatçim arayıp ‘Ulaş senin saatini arıyorlar her yerde haberin olsun.’ dedi. İnsanlar bit pazarlarına filan gidip bu saati aramışlar, böyle de tutkulu bir hayran kitlesi vardı o işin. Ben de bir an için umutlandım belki alan kişi görür de arayıp ‘Abi o saat bende haberin olsun.’ filan der diye. Ama öyle bir şey olmadı.” şeklindeki anısıyla İbrahim Selim ve stüdyodakileri kahkaha krizine soktu.
“Trol Gemisi görünce gözümü alamıyorum”
Ulaş Tuna Astepe, “Gördüğünde gözünü alamadan dakikalarca baktığın şey ne?” sorusunu soran İbrahim Selim’e “Benim buna başka bir cevabım vardı işte ne bilim iyi insan, güzel huylu filandı ama beni uyandırdılar bu konuda ve asıl gözümü alamadığım şeyin Trol Gemisi olduğunu söylediler. Yani bana ‘Böyle şeyler değil Ulaş, sen Trol Gemisi görünce gözünü alamıyorsun.’ dedi arkadaşlarım. Hakikaten de uzakta bir yerlerde Trol Gemisi gördüğümde gözümü alamıyorum. Hani böyle inşaat izlerken gözünü alamayan amcalar olur ya ben de Trol Gemisi’ne baktığımda tıpkı öyle oluyorum. Çünkü bakarken aklımdan ‘Ne kadar değişik bir iş yapıyor, yapmasa mı acaba? Bütün balıklar mahvoldu.’ filan gibi değişik düşünceler geçiyor. O yüzden de bir türlü gözümü alamadığım bir şey oluyor Trol Gemisi.” şeklindeki ilginç cevabıyla stüdyodakileri önce şaşırttı sonra da güldürdü.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.