Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından hazırlanan “Küresel Borç Monitörü” raporu, küresel borç tutarının yılın ilk çeyreğinde 1,3 trilyon dolar artarak 315 trilyon dolara yükseldiğini ortaya koydu. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine kıyasla rekor bir artışı temsil ediyor.
Rapora göre, küresel borç tutarındaki artışın temel sebebi gelişmekte olan piyasalardan kaynaklanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerdeki borç birikimi çoğunlukla Çin, Hindistan ve Meksika gibi ülkelerde yoğunlaşmış durumda. Gelişmiş ekonomilerde ise borç tutarındaki artış özellikle ABD ve Japonya’da dikkat çekiyor.
Raporda belirtilen verilere göre, hane halkına ait borçlar 59,1 trilyon dolara, finansal olmayan şirketlere ait borçlar 94,1 trilyon dolara, kamu borçları 91,4 trilyon dolara ve finansal şirketlere ait borçlar ise 70,4 trilyon dolara yükseldi. Bu dağılım, küresel borcun farklı kesimler arasında nasıl dağıldığını göstermektedir.
Küresel borcun gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranı ise art arda üç çeyreklik bir düşüşün ardından 2024’ün ilk çeyreğinde yükselişe geçti. Küresel borcun GSYH’ye oranı yüzde 333 olarak hesaplandı. Bu oranlar incelendiğinde, farklı kesimlere ait borçlarda farklılık görülmektedir.
Raporda ayrıca, ABD’deki “yapışkan” enflasyon ve ABD Merkez Bankasının (Fed) beklenen faiz indirimlerindeki gecikme gibi faktörlerin, gelişmekte olan ülkeler için kamu borç sıkıntılarını artırabileceği vurgulanmıştır. Artan ticari uyuşmazlıkların ve jeoekonomik ayrışmanın, gelişmekte olan piyasaların dış borç ödeme kapasitesini olumsuz etkileyebileceği belirtilmektedir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.